Kültür,

Hain Darbe’ye, Darbe Vuran Kitaplar Çıkıyor

Hain Darbe’ye, Darbe Vuran Kitaplar Çıkıyor

Dünyanın en güzel ülkesi, yeryüzündeki mazlumların sığındığı son ve tek kale Türkiye’miz, 15 Temmuz 2016 tarihinde alçakça bir saldırıya uğradı. Bu hareket, sıradan bir taarruz değildi. İhanet, aziz milletimiz tarafından cesaretle, kahramanca püskürtüldü. Bu kirli hareket, sadece kuru bir darbe teşebbüsü sayılamaz. İçerideki hainlerin ve dışarıdaki düşman devletlerin işbirliğiyle aziz vatanımız parçalanmaya çalışıldı. Bu sinsi ve kurnaz hareket, uzun zamandan beri planlanan ve tezgâhlanan bir hareketti. Kurulan pusu neticesiz kalmıştı. Nitekim, 15 Temmuz alçak saldırısının püskürtülmesi ve akamete uğratılması neticesinde emperyalist Batının gerçek yüzünü göstermeye başlaması tesadüfi değildir.

Bugün başta Almanya ve Hollanda olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesi Türkiye’ye karşı ortak tavır koyuyorsa bu son derece mânidardır. Asla ve kat’a tesadüfi ve kendiliğinden oluyor değildir. Türkiye’nin düşmanları o darbe teşebbüsünün neticesiz kalmasından son derece mustarip ve rahatsızdırlar. Bugün yürütülen “Hayır” kampanyasına Avrupa ülkelerinin de destek çıkması boşa değildir. Hedef bellidir. Yerli ve millî güçtür, biziz. Hükümetimiz, devletimizdir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında aslında hedef Türkiye’dir. Nitekim halkımız da bunu farketti. Şimdi Batıya karşı haklı olarak bir tepki, bir infial doğdu. Bu yerli ve millî tavır giderek güçleniyor, büyüyor, gelişiyor.

Türkiye’nin yalnızlaştırılma politikasına karşı herkes üzerine düşeni yapmak zorunda. Bu konuda hassasiyet gösteren meslek grupları arasında yayınevleri de var. Vatanperver yayıncılarımız çoktan kolları sıvadı bile. Hemen hemen her yayıncı 15 Temmuz Darbe ve İşgâl İhaneti ile ilgili kitaplar yayınladı, yayınlamaya devam ediyor. Şu anda hazırlanan pek çok eser var. Yeni kurulan Mihrabad Yayınları da dört eserle bu milli duruşun arkasında oldu. İşte yayınevinden yeni çıkan kitaplar: Osmanlıda Darbeler İhanetler İsyanlar (Gürbüz Azak), Uyanış 15 Temmuz 2016 (Sara Gürbüz Özeren), Yarım Aşklar Ülkesi (Harun Çolak), İstiklalden İstikbale (Mehmet Nuri Yardım).

OSMANLI’DA DARBELER, İHANETLER, İSYANLAR Bizde darbelerin tarihi eskilere gider. Osmanlı’da da izleri unutulmayan darbelere sık sık şahit olunmuştur. Bunlar o devirde ‘kıyam’, ‘isyan’ ve ‘kalkışma’ şeklinde tanımlanmış ama hepsi de ‘ihanet’ olarak addedilmiştir.

15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’de yaşanan darbe teşebbüsü ve Türkiye’yi parçalama planı başarısızlıkla sonuçlanmış ve hain darbeciler hak ettikleri cezayı almışlardır. Bu tarihten itibaren de toplumda darbelerin tarihine ilgi giderek artmıştır.

Bâbıâli’nin usta ismi Gürbüz Azak, Osmanlı tarihi boyunca meydana gelen isyan, darbe ve ihanet hareketlerini topluca bu eserde sunuyor. Bu teşebbüslerin sonuçları yaşananlar ve padişahları devirmek isteyenlerin akibetleri bir film şeridi gibi gözler önüne seriliyor.

Osmanlı Sarayı’na kafa tutanlar ve padişahları tahtlarından indirip kendi heves ve isteklerine uygun kişileri o makamlara oturtmak isteyenler, genelde başarısızlıkla sonuçlanan bu girişimleriyle hem toplumda lanetlenmiş hem de şiddetle cezalandırılmışlardır. Bugünü daha iyi anlayabilmek için, dünü bilmek ve anlamak gerekiyor.

UYANIŞ 15 TEMMUZ 2016

Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinin en büyük saldırılarından, ihanetlerinden birini yaşadı. Bu, topyekûn istila, parçalama ve yok etme hareketiydi. Dışarıda emperyalist güçlerin güçlerin ve içeride hain işbirlikçilerin emellerini sahneye koymaları işten bile değildi.Fakat unuttukları bir gerçek vardı. Her hesabın üstünde bir hesap olduğu… İçeride hainler, dışarıda küresel işbirlikçilerin hain emellerini sahneye koymaları işten bile değildi. Fakat unuttukları bir gerçek vardı: Her hesabın üstünde bir hesap olduğu…

İşte o hesabın bozulduğu an… Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ekran karşısında canlı telefon bağlantısındaki tarihî konuşmasıyla milletimizi meydanlara inmeye ve ülkesine sahip çıkmaya davet ediyordu.

Mesaj alınmıştı. Millet, taşkın bir sel gibi akın akın meydanları doldurmaya, hainlere karşı göğüslerini siper ederek, vatanlarını işgalcilerden korumaya başlamıştı. Kimi tankların üstüne çıktı, kimi altına yattı. Kimi “Bir gül bahçesine girer gibi…” kurşunların üstüne üstüne gitti. Kimi de patlamaya hazır bir volkan gibi hainlerin tepesine çöktü.

Usta yazar Sara Gürbüz Özeren, Uyanış (15 Temmuz 1916)’ta bir milletin uyanışını, dirilişini, ayağa kalkışını ve şahlanışını anlatıyor. 15 Temmuz Destanı’nı âdeta nefes almadan o geceyi yaşayanların gözüyle bir roman tadında kaleme alarak geleceğe anlatıyor. Yazar, eserini o geceyi yaşayanların gözüyle ve bir roman üslûbuyla kaleme aldı ve geleceğe aktardı.Uyanış 15 Temmuz 2016’yı âdeta nefes almadan okuyacaksınız.

YARIM AŞKLAR ÜLKESİ

İnsanlık tarihi boyunca ihanetlerin ardı arkası kesilmemiştir. Bizde de seçilmiş devlet büyüklerine karşı çıkan, onlara isyan eden ve ihanette bulunan kişilerin ve kurumların sayısı az değildir. Harun Çolak, Yarım Aşklar Ülkesi romanında 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’de yaşanan uzun geceyi anlatırken, binlerce kahraman arasında öne çıkan Ömer Halisdemir’in hayatını, ideallerini ve güzel vatanımıza adanmış pırıl pırıl ömrünü gözler önüne seriyor.

Eserde, geçmişte Osmanlı döneminde yaşanan hazin bir olaya da yer veriliyor. Sultan Abdülaziz’in katledilmesinde etkin rol oynayan ihanet çetesinin cezasının yine Ömer Halisdemir gibi bir kahramanın Çerkez Hasan’ın eliyle verilmesi ve şehadeti ele alınıyor.

İSTİKLALDEN İSTİKBALE

Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde sadece alçak ve kanlı bir darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kalmadı. O menhus gecede, “İslam’ın son kalesi” olarak kabul edilen ülkemizin istiklal ve istikbali de fütursuzca tehlikeye atılıyordu. Emperyalist Batının oyuncağı ve kuklası olan kirli bir örgüt, bize düşman sömürgeci ülkelerden aldığı desteğe rağmen başarılı olamadı. Yarım asırdır beslediği hain emellerine kavuşamadı.

Büyük oyunu ve tezgâhı farkeden aziz milletimiz, çoluğu çocuğuyla, yaşlısı genciyle yollara düştü, meydanlara indi ve güzel vatanımızın ihanet örgütlerine ve düşman devletlere peşkeş çekilmesine izin vermedi. İstiklâl Savaşı’nda Sütçü İmamlar, Nene Hatunlar, Kara Fatmalar, Şerife Bacılar nasıl direnip zafer kazandılarsa 15 Temmuz’da da aynı şanlı ecdadın kahraman torunları, kiralanmış askerlerin kirletilmiş kara tanklarına karşı tarihî bir direniş gösterdiler ve ihanete yol vermediler.

Kitaptaki yazılar, o kapkaranlık zifiri gün ve gecelere düşülmüş tarihî ve bilgilendirici notlardır. Geleceğin tarihçileri, bu yazı, intiba, hatıra, duygu ve düşüncelerden yola çıkarak destanlar yazmış büyük bir milletin uyanışını, dirilişini, direnişini ve şahlanışını anlatacaklardır.

(Milat Gazetesi, 26 Mart 2017)